Süre gelen zaman içerisinde hızla artan nüfus, küresel ısınma, iklim krizleri, savaşlar, salgın hastalıklar ve dünyamızın özellikle son yıllarda karşılaştığı olumsuz daha pek çok durum, hali hazırda sınırlı olan doğal kaynakların hızla tükenmesine zemin hazırlıyor.
Artan ihtiyaçlarımızı dünya kaynaklarından faydalanarak gelişimimizi ilerletmeye devam ettik lakin tükenen yalnızca su, doğal gaz gibi akla ilk gelen kaynaklar değil; maden rezervleri de bu tehdidin ana hedefleri arasında. Öyle ki dünya üzerindeki madenlerin ve ham maddelerin çoğunun tamamen tükenecek olması gibi bir tehlike de mevcut. Peki hiç düşündünüz mü, hayatlarımızı sürdürdüğümüz bu gezegenin kaynakları sınırlı ve bu net bir bilgi, bu kaynaklar bittiğinde gezegene ne olacak, insanlık ihtiyaçlarını nasıl karşılayacak, bu gezegen katlanarak artan nüfusumuzu daha ne kadar idare edebilecek? Beşeri sorunlar dolayısıyla alternatif çözüm arayışlarımız çoktan başladı.
Uzay seyahatleri insanlığın çoğu tarafından bilinen ve fazlasıyla ilgi duyulan bir fikir. Peki daha öncesinde Uzay Madenciliğini hiç duymuş muydunuz? Başlangıçta bilim kurgu filmlerinden fırlama, imkansız bir fikir gibi görünse dahi ihtiyaçlarımızın devamlılığını sağlamak için uzaydan kaynak karşılamamız mümkün mü? Aslına bakacak olursak bu gayet mümkün. Bahsettiğimiz gelişimimiz aslında o kadar da kötü bir durum değil çünkü hali hazırda adımlarını attığımız uzay yolculukları yakın veya uzak bir gelecekte mümkün kılınacak. İnsanlık olarak uzay yolculuklarını sadece keşif, yaşanabilir başka alanlar veya insanlık dışı yaşam arayışlarımız için değil, bu fikrin ana amaçlarından bir diğeri olan ham madde arayışlarımız yani uzay madenciliği için de yapmayı amaçladığımızı unutmayın. Peki bu Uzay Madenciliği tam olarak nedir? Bu yazımızın ana konusu Uzay Madenciliği olacak.
Uzay Madenciliği – Asteroit Madenciliği
Uzay madenciliği, asteroitlerden ve dünyaya yakın küçük gezegenlerden hammadde çıkarılması işlemine verilen addır. Asteroit madenciliği, asteroitlerden mineral ve gaz, uzayda inşa edilecek yapılarda kullanmak üzere demir, nikel ve titanyum, astronotların bu yapılarda çalışmalarını devam ettirebilmeleri için gerekli su ve oksijen, roket yakıtında kullanmak için hidrojen ve oksijen temin etmek gibi görevler üstlenir ve ayrıca uzay araştırmalarında bu aktivitelere “yerinde kaynak temini” denir.
Geçmişten günümüze kadar derin uzayın kullanımı ve günlük yaşamamızdaki yeri bilimsel çalışmalar ve merakın ötesine geçmemişti. Lakin hız kesmeksizin gelişen teknolojimiz bu durumu kökünden değiştirecek gibi görünüyor. Nitekim, bu konunun insanlık için fazlasıyla ümit vaat ettiğini, büyük devletlerin bu konu ile ilgili attığı adımlardan da gözlemlememiz mümkün.
Uzay Madenciliğinin Amacı
Altın, Kobalt, Demir, Manganez, Molibden, Antimoni, Bakır, Kalay, Çinko, Gümüş, Kurşun, Nikel, Osmiyum, Paladyum, Platin, Renyum, Rodyum, Ruthenyum ve Tungsten gibi ekonomik ve teknolojik gelişimde önemli yer tutan ve yer kabuğundan çıkarılan elementler, dünyaya çarpan asteroit yağmurları ile gelmiş ve yer kabuğunun soğumasıyla oluşmuşlardır. Modern endüstrinin ana elementleri olan Antimoni, Bakır, Kalay, Çinko, Gümüş, Kurşun ve Altın gibi rezervler gelişmekte olan ülkelerin artan tüketimine paralel olarak 50-60 yıl içerisinde dünya üzerinde tükenmiş olacağı ön görülüyor. Buna karşılık olarak Platinyum ve Kobalt gibi değerli elementlerin asteroitlerden çıkartılıp dünyaya gönderilebileceği fikri ortaya çıkıyor.
İlginizi çekebilecek diğer yazılarımız:
