Bu, sıradan bir dolandırıcılık hikayesi değil, gelmiş geçmiş en büyük dolandırıcının hikayesi. Wall Street’in önde gelen isminin hikayesi. Yüzlerce, belki de binlerce yatırımcının mahvoluş hikayesi. 65 milyar dolarlık dolandırıcılığın hikayesi. Bu, Barnerd Madoff’un hikayesi… Ve bütün bu hikâye, başlangıçta sadece bir posta puluna dayanıyor. Nasıl mı? Gelin Anlatayım…
Giriş
Bernard Lawrence Madoff, 29 Nisan 1938’de New York’un Queens semtinde doğdu. Ailesi Yahudi kökenliydi. Babası Ralph Madoff, tesisatçılık ve borsa komisyonculuğu gibi işlerle uğraşırken, annesi Sylvia Madoff ise bir ev hanımıydı. Aile, ekonomik olarak sıkıntılar yaşadı; babası birkaç kez iş kurmayı denedi ancak başarılı olamadı.
Madoff, gençlik yıllarını Queens’te geçirdi ve Far Rockaway Lisesi’nde eğitim gördü. Liseden mezun olduktan sonra Alabama Üniversitesi’ne gitti ancak bir yıl sonra New York’a geri dönerek Hofstra Üniversitesi’ne kaydoldu. 1960 yılında siyaset bilimi alanında lisans derecesiyle mezun oldu.
1959 yılında Ruth Alpern ile evlendi. Çiftin iki oğlu oldu: Mark ve Andrew Madoff. Üniversiteden mezun olduktan sonra Bernard Madoff, 1960 yılında Bernard L. Madoff Investment Securities adında bir yatırım firması kurdu. Bu firmayı ilk başta küçük bir sermaye ile, genellikle aile ve arkadaşlarının yatırımlarıyla yönetti.
Madoff’un firması, zamanla borsada ve yatırım dünyasında önemli bir oyuncu haline geldi. 1970’lerde elektronik borsa işlemlerinin yaygınlaşmasına katkıda bulundu ve NASDAQ borsasının kurucularından biri olarak bilinir hale geldi.
Asıl Olayların Başlangıcı / Ponzi Sistemi
Bu kısımlar hikâyenin sıkıcı ve asıl olmayan kısımlarıydı. Hikâyenin asıl kısımları ise 1990’ların başına, yani Madoff’un Ponzi Şemasını kurduğu döneme dayanıyor. Peki ne bu ponzi şeması?
Ponzi şeması, dolandırıcılık içeren bir yatırım yöntemidir. Bu düzen, adını 1920’lerde Amerikalı bir dolandırıcı olan Charles Ponzi‘den alıyor. Ponzi, ucuza posta pulu alıp pahalıya sattığını söylediği bir yatırım yöntemi bulmuştu. Ama aslında bu yöntem, yeni yatırımcıların yatırdığı paraların, önceki yatırımcılara “kâr” olarak ödenmesi üzerine kurulu olan bir saadet zincirinden ibaretti. Ortada gerçek bir getiri sağlayacak “posta pulu” işi falan yoktu bile. Şemanın işlemesi, sürekli yeni yatırımcıların sisteme girmesine bağlıydı.
Madoff’da buna benzer bir sistem kurmuştu. Yatırımcılara, piyasadaki dalgalanmalardan etkilenmeyecek istikrarlı ve yüksek getiriler vaat etti. 1960 yılında kurduğu yatırım şirketi ve zamanında NASDAQ borsasında yapmış olduğu başkanlıkla beraber, itibarlı ve başarılı bir profil çizen Madoff, Wallstreet’de saygın bir iş adamı olarak görülüyordu. Ama kurduğu bu yeni sistemde gerçek bir yatırım yoktu. Yatırımcılara gönderilen kazanç raporları, kârlı yatırımları ve alım-satım faaliyetlerini gösteren sahte belgelerden ibaretti. Madoff yatırımcılardan topladığı paraları borsada değerlendirmiyor, bunları şirketinin hesaplarında tutuyordu. Ponzi şemasının tipik işleyişi gereği, yeni yatırımcılardan gelen para, eski yatırımcılara kâr olarak ödeniyordu. Madoff, yıllar boyunca Ponzi şemasını devam ettirebildi çünkü sistem sürekli olarak yeni yatırımcıların parasıyla beslendi. İnsanlar Madoff’a yatırım yapabilmek için sıraya girmeye başlamışlardı. Yatırımcılar, paralarını sistemden çekmek yerine, sürekli yeniden yatırım yapmayı tercih ediyorlardı. Bu size bir şey hatırlattı mı? Evet, Çiftlik Bank’ da özünde bir ponzi sistemiydi. İki ponzi sistemi de insanların yüksek kar oranlarına aldanması ve paralarını çekmek yerine sürekli yeni yatırım yapması ile büyümüştü. Parasını çeken birkaç kişi oluyordu elbette ama binlerce hatta on binlerce insanın içinde birkaç kişinin parasını çekmesi çok da büyük bir problem olmuyordu. Sistem iyi işliyordu. Sistemin çökmesinin tek yolu yatırım yapan insanların aynı anda paralarını geri çekmek istemesi olurdu. Çiftlik Bank’ın sahibi Mehmet Aydın, daha insanlar parasını çekmek istemeye başlamadan önce bütün parayı alıp yurt dışına kaçtı. Böylelikle sistemin çökmesinden kaçınmış oldu. Bernard Madoff’ a gelirsek, onun şansı pek yaver gitmedi.
Çöküş
2008’deki küresel ekonomik kriz sırasında, yatırımcılar piyasalardaki dalgalanmalardan dolayı endişelenmeye başladı. Madoff’un yatırım fonunda yer alan birçok yatırımcı, belirsiz ekonomik ortamdan korunmak için yatırımlarını geri çekmek istedi. Normal şartlarda, Madoff onlara ödeme yapıyor ve böylece yatırımcılara güven veriyordu, ancak kriz esnasında yatırımcıların toplu şekilde paralarını geri çekmek istemesi sistemi zorlamaya başladı. Ponzi şeması, yeni gelen yatırımcıların parasıyla eski yatırımcılara ödeme yaparak işlediğinden, bir noktada sürekli yeni yatırımcılar bulunması gerekiyordu. 2008 krizinde büyük yatırımcıların nakit taleplerini karşılayamayan Madoff, ödeme yapamayacak duruma geldi. Bunun üzerine sistemi daha fazla sürdüremedi. Kriz, Ponzi şemasını olduğu gibi ortaya çıkardı. Madoff, Aralık 2008’de oğullarına şirketin aslında büyük bir Ponzi şeması olduğunu itiraf etti. Oğulları bu itiraf üzerine hemen FBI’a başvurdu. Bir gün sonra, 11 Aralık 2008’de FBI Madoff’u kendi evinde tutukladı. Madoff’un yıllarca devam eden dolandırıcılığı ve sahte yatırım operasyonu böylece ifşa olmuş oldu. Madoff’un şeması çöktüğünde, ortada yaklaşık 65 milyar dolarlık bir kayıp söz konusuydu. Tutuklanmasının ardından, Madoff suçlarını kabul etti ve 2009’da 150 yıllık ağırlaştırılmış hapis cezasına çarptırıldı. Madoff’un yatırımcıları dolandırmak için kullandığı yöntemin boyutu ve etkisi, onu tarihteki gelmiş geçmiş en büyük dolandırıcı haline getirdi. Madoff, hapse girdikten bir yıl sonra 2010 yılında büyük oğlu Mark Madoff, Manhattan’daki evinde kendini asarak intihar etti. Bu olaydan 4 yıl sonra 2014 yılında diğer oğlu Andrew Madoff kanserden dolayı hayatını kaybetti. Hapisteki yılları boyunca, Madoff’un sağlık durumu giderek kötüleşti. 2020’de avukatları, Madoff’un böbrek yetmezliği ve diğer sağlık sorunları nedeniyle serbest bırakılması için talepte bulundu. Madoff, hapisten çıkma talebinde bulunurken, sadece birkaç yıl ömrü kaldığını belirtti. Ancak, bu talep mahkeme tarafından reddedildi. Bernard Madoff, 14 Nisan 2021’de,Kuzey Carolina eyaletinde bulunan federal bir hapishanede böbrek yetmezliği ve kronik hastalıkları nedeniyle 82 yaşında hayatını kaybetti.
Kapanış
“Bernard Madoff, tarihin en büyük finansal dolandırıcılığına imza atarak binlerce insanı kandırdı. Ponzi şeması yıkıldığında, sadece servetler değil, aynı zamanda hayaller, güvenceler ve güven duygusu da yıkıldı. Onun yarattığı sistem, kısa sürede büyük kazançlar vaat eden bir masal gibi görünse de, temeli yalanlar ve aldatmacalar üzerine kurulmuştu. Madoff’un 65 milyar dolarlık hilesi, yatırım dünyasının karanlık yüzünü gözler önüne serdi. Onun hikayesi, hırsın, aldatmanın ve trajedinin acı dolu bir örneği olarak hafızalarımıza kazındı. Her şey çöktüğünde geriye kalan tek şey, güvenin ne kadar kırılgan olduğu gerçeği oldu. Ama en sonunda unutmamak gerekiyor ki, Madoff’un yıkımı, sadece bir adamın değil, bir sistemin ve ona körü körüne güvenenlerin de yıkımıydı.”