Kazıklı Voyvoda / Vlad Dracula’nın Gençliği
1400’lü yıllarda yaşamış ve yönetime geçtiğinde acımasızca, fazlasıyla sert politikalar uygulamış olan III. Vlad, Osmanl’ya yenilen babası II. Vlad tarafından kardeşi Randu ile birlikte 1442 veya 1444 yıllarında Osmanlıya rehin olarak verilmiştir. 1448 yılına kadar Osmanlının elinde rehin olarak tutulan Vlad Dracula ilk olarak Kütahya’daki Eğrigöz Kalesi’nde hemen ardından Tokat ve Edirne’de diğer beylik şehzadeleri ile birlikte yaşadı ve eğitim aldı. Birlikte eğitim aldığı kişilerin arasında Arnavut isyanının lideri olacak İskender Bey ve Fatih Sultan Mehmet olarak anılacak şehzade Mehmet de vardı. Birlikte Kur’an, Aristo mantığı, matematik ve Türkçe gibi dersler aldılar.
1448’de II. Kosova Muharebesi sonrasında Osmanlı desteğiyle Eflak’ın (Eflak, bu günkü Romanya topraklarında kalan ve merkezi Bükreş olan bir bölge) başına geçme girişiminde bulundu, ancak kısa bir süre sonra Macaristan tarafından desteklenen Eflak Voyvodası II. Vladislav tarafından yenilgiye uğratıldı ve Boğdan’a sürgün edildi. Erdel Beyi János Hunyadi (“Hunyadi Yanoş”) 1456’da Belgrad şehrini Osmanlı kuşatmasına karşı savunmaya giderken, daha önce başarısızlığını görmüş olmasına rağmen Vlad’ın komutasına güney Erdel’in savunmasını yapması için bir ordu verdi. Doğu’nun savaş taktik ve stratejilerini bilen genç Eflak prensini değerlendirmek istiyordu. Vlad’da Eflak üzerinde egemen olabilmek için Hunyadi’ye ihtiyacı olabileceğini düşünüyordu. II. Mehmed’in Belgrad kuşatması sırasında şehrin doğu kanadını savundu. Ardından emrine verilen orduyu fırsat bilip Eflak’a bir sefer düzenledi ve II. Vladislav’ı öldürerek 22 Ağustos 1456 tarihinde III. Vlad adıyla Eflak voyvodası oldu.
Voyvoda Kimdir?
III. Vlad, bilinen adıyla Kazıklı Voyvoda (Rumence: Vlad Țepeș) veya yaşadığı dönemdeki adıyla Vlad Dracula (Rumence: Vlad Drăculea). 1448’den ölümüne kadar üç kez Eflak Voyvodası olmuş Rumen komutan ve liderdir. Vlad Dracula, kendi yönetimini ve tarzını eleştiren pek çok kişiyi kazığa oturtması ve kurbanların vücutlarını parçalatarak yaptırdığı işkenceler ile halk ve askerler arasında biliniyordu. Halk ve askerler arasında Vlad Dracula’nın kurbanlarının kanını içtiğine yönelik kanıtlanmamış bir söylentiler ortaya çıkmıştı ve bu söylentilerden ilham alan Bram Stoker, kan içen vampir Drakula romanını kaleme aldı. Vlad Dracula “Drakula” filmine konu olup günümüzdeki vampir fikrinin oluşumunu yönlendiren kişidir. Özellikle düşmanı olarak gördüğü, esir Osmanlı askerlerini ve Bulgar topraklarının Türk sakinlerini kazığa oturtarak öldürtmesi ile bilinen birisidir. Eflak tarihinin en önemli yöneticilerinden biri olarak görülür ve günümüzde Romanya’nın ulusal kahramanı olarak görülmektedir.
Vlad, 1428 veya 1431 yılında, Eflak’ın hükümdarı olan Vlad Dracul’un ikinci oğlu olarak dünyaya geldi. Babasının Osmanlı karşısındaki yenilgisi ve zamanla devam eden kötü ilişkileri sonucu Vlad ve küçük kardeşi Radu, rehin olarak küçük yaşta başkenti Edirne’ye getirildi. 1447’de Macaristan Valisi János Hunyadi Eflak’ı işgal etti ve Vlad’ın babası Vlad Dracul’u ve ağabeyi Mircea’ı öldürttü. Sonra Hunyadi, Vlad’ın ikinci dereceden kuzeni II. Vladislav’ı yeni voyvoda olarak atadı. Ekim 1448’de Hunyadi Osmanlılara karşı bir askerî harekât başlattı ve II. Vladislav da ona eşlik etti. Zamanla Vlad, Osmanlı’nın Eflak’taki birliklerinde sözü geçer bir kişi hâline geldi. Osmanlı birliklerini stratejik olarak yöneterek II. Vladislav’ı, birlikleriyle beraber Eflak dışına püskürttü. Vlad’ın askerî dehası Edirne’de de duyuldu; bu nedenle emrine daha çok Osmanlı askeri verildi. Ekim 1450’nin ortalarında Vlad, Osmanlı ve Rumen karışımı birlikler ile önce Moldovya, sonra Macar topraklarına girdi.
Macaristan ve Vladislav arasındaki ilişkiler kötüye gitmeye başlayınca Macaristan, Vlad ile anlaşma yaparak. 1456’da Vlad’ın Eflak’ı tamamen kontrol altına almasına katkıda bulundu. Vladislav ise Vlad’a karşı başlattığı başarısız bir isyan sonrasında idama mahkum edildi. Vlad, konumunu güçlendirmek için Eflak boyarları arasında bir tasfiye başlattı. Rakiplerini destekleyen Transilvanya Saksonları, gayrimeşru üvey kardeşi Keşiş Vlad, Vladislav’ın kardeşleri olan Dan ve Başarab Laiotă ile savaşa girdi. Savaşta Vlad, Sakson kasabalarını yağmalatıp yıktırdı ve gelecekte isminin tanınmasına vesile olacak, en sevdiği işkence türü olan kazığa oturtmayı, ilk defa buradaki kasaba sakinleri üzerinde gerçekleştirdi. Yanındaki vezirlere ve Eflak halkına korku salıp kendisine itaat etmelerini sağlamak için Vlad, tekerlekli platformlar üzerinde kazıklara oturttuğu yüzlerce sivil insanı Eflak’a doğru götürdü. Vlad’ın acımasız davranışlarını anlatan kitaplar, Almanca konuşulan topraklarda çok satanlar arasındaydı. Rusya’da Vlad hakkında popüler hikâyeler, merkezî hükûmetini sadece acımasız cezalar uygulayarak güçlendirdiği ve benzer bir görüşün 19. yüzyılda çoğu Rumen tarihçi tarafından benimsendiğini öne sürüyordu.
Kazıklı Voyvoda Nasıl Öldü?
Vlad, 1463’ten 1475’e kadar Visegrád’da esaret altında tutuldu. Bu dönemde, yaptıklarına ilişkin anekdotlar Almanya ve İtalya’da yayılmaya başladı. 1475 yazında Boğdan prensi III. Stephen’ın isteği üzerine serbest bırakıldı. 1476’nın başlarında Corvinus’un ordusunda, Bosna’da Osmanlılara karşı tekrar savaştı. Macar ve Moldovalı birlikler, Vlad’ın kardeşi Radu’yu tahttan indiren Başarab Laiotă’yı zorlamasına yardım etti. Vlad’ın ölümü hakkında fazlasıyla rivayet mevcuttur ancak en kabul gören görüşe göre Vlad, Aralık 1476 ve Ocak 1477 tarihleri arasında 300 Rumen askeri ile birlikte Osmanlı ordusuna mağlup oldu ve kılıçla başı vurularak idam edildi. Fatih Sultan Mehmed’e (II. Mehmed) Vlad’ın öldüğünü ispatlamak için Vlad’ın başı Osmanlı birlikleri ile birlikte başkent İstanbul’a getirildi.