Bu yazımda sizlere Nebula‘ların yani Uzay Bulutsularının ne oldukları, türleri ve nasıl oluştuklarından bahsetmek istiyorum. Nebula’lar, uzayı renklendiren, insan algısındaki farklı şeylerle ilişkilendirilebilir görsellere sahiplik edebilen ve fazlasıyla gizemli görülen oluşumlardır.
Nebula’ları insanlığın uzaya fırlattığı teleskoplar aracılığı ile görmek daha da kolaylaşarak, Hubble ve James Webb gibi uzay teleskopları sayesinde bulutsular hakkında daha fazla görsel veriye sahip olabildik. Bulutsular arasından bir kaç örnek vermek gerekecek olursa: Gezegenimsi Bulutsular arasından Dünyaya en yakın olan (700 Işık Yılı Uzağımızda) Helix (Helis) Bulutsusu, Lagoon (Deniz Kulağı) Bulutsusu, Orion (Avcı) Bulutsusu ve daha nicesi. Görsel olarak uzayı süsleyen ve her birisi eşsiz bir sanat eseri gibi görünen, gizemli ve şahane oluşumlardır.
Hubble Uzay Teleskopu ile Çekilmiş Messier 16 (Kartal Bulutsusu / The Eagle Nebula)
Nebula Nedir?
Anlatımıma her şeyden önce Nebula isminin kökenine ve anlamına bakarak başlamak isterim. Nebula kelimesinin kökeni Latince‘ye dayanmaktadır ve Latince’de “Bulut“, “Sis” anlamlarına gelen bir kelimedir.
Nebula’lardan kabaca bahsedecek olursak, yıldızlararası ortamda, astronomik ölçeklemede çok geniş bir alanda toplanmış, büyük gaz ve toz bulutlarına verdiğimiz isimdir. Bulutsular, bir yıldızın var oluşuna başladığı veya yok oluşunun ardından gerisinde bıraktığı oluşumlardır.
Türlerine Göre Nebulalar ve Oluşumları
Bulutsular kendi aralarında beşe ayrılırlar. Emisyon (Salma) Bulutsuları, Yansıma Bulutsuları, Karanlık Bulutsular (Soğurma Bulutsuları), Gezegenimsi (Planetary) Bulutsular ve Süper Nova Kalıntıları.
Emisyon (Salma) Bulutsuları
İsimlerini aldıkları nokta, kendi ışıklarını kendilerinin oluşturmasına dayanmaktadır. Genellikle yıldız kümelerinin oluşum noktalarında bulunurlar. Bu çevrede genç yıldızlar yoğun bir şekilde oluşur ve bu yıldızlar tarafından ısıtılan çevredeki gaz ve toz Emisyon / Salma Bulutsularının görünümünü oluşturur. Bu tür bulutsulara karakteristik özelliği olan kırmızı rengi veren madde ise iyonize hidrojendir. Bu bulutsulardaki helyum, oksijen, azot ve miktarı önemsenmeyecek çoklukta bulunan elementler gibi diğer elementler de yeşil ve mavi ışık yayar.
Emisyon (Salma) Bulutsularına örnek vermek gerekecek olursa, Orion Takımyıldızında bulunan inanılmaz büyüklükteki, yıldız oluşturan Avcı (Orion) Bulutsusundan bahsedebiliriz. Trapezium olarak bilinen bir yıldız kümesine ev sahipliği yapmaktadır. Dört büyük yıldızdan oluşan bu küme, daha sadece birkaç yüz bin yaşında ve Güneş’in 15 ila 30 katı büyük kütledeki yıldızlardır. Bu yıldızlar o kadar büyük parlaklık ve sıcaklık değerlerine sahiplerdir ki Avcı (Orion) Bulutsusunu tamamen aydınlatırlar.
Hubble Uzay Teleskopu ile Çekilmiş Messier 42 (Avcı / Orion Bulutsusu)
Yansıma Bulutsuları
İsimlerinin Yansıma Bulutsuları olmasının nedeni, Emisyon (Salma) Bulutsularının aksine, yıldızlarının bulutsunun gazında iyonlaşma etkisi oluşturacak sıcaklığa ve güce sahip olmamasına rağmen, bulutsuyu parlatacak ışık gücüne sahip olmalarıdır. Kısaca iyonlaşma etkisiyle kazandıkları karakteristik bir özgünlük bulunmaz, yıldızlarının ışığı bulutsunun içinden geçerek ve bulutsu tarafından yansıtılarak bulutsuyu aydınlatır. Bu bulutsular hidrojen ve neonla doludurlar.
Bu bulutsulara bir örnek vermek gerekecek olursa: Akrep (Scorpius) Takımyıldızında bulunan, Nu Scorpii yıldız sisteminin yıldızlarından biri tarafından aydınlatılan Blue HorseHead (Mavi At Başı) Bulutsusu (IC4592). (Görsel olarak bu bulutsulara ve içlerinde bulunup aydınlanmalarını sağlayan yıldızlarına, sisin içinde farları yanan bir araç olarak benzetme yapabiliriz)
IC 4592 (Mavi At Başı / Blue HorseHead Bulutsusu)
Karanlık Bulutsular (Soğurma Bulutsuları)
Bu bulutsular diğer bulutsulara nazaran daha farklıdırlar. Işık yaymazlar, yayılan ışığı soğururlar. Bu bulutsuların fark edilebilmesi için arkalarında parlak bulutsular veya yıldızlar bulunması şarttır.
Karanlık (Soğurma Bulutsularını) Bulutsuları kimyasal yapı olarak diğer bulutsulardan ayıran özellik, metal de içeriyor olmalarıdır.
Barnard 59, 65–67, 78 (Pipo / Pipe Bulutsusu)
Gezegenimsi (Planetary) Bulutsular
Gezegenimsi (Planetary) Bulutsular düşük ve orta kütleli yıldızların ölümü sırasında oluşan bulutsulardır. Bu tür yıldızlar öldükleri vakit dış katmanlarını uzaya salarlar. Bu genişleyen gaz kabukları çok çeşitli, benzersiz şekiller oluşturarak yıldız ölümünün karmaşıklığını gözler önüne serer. Bu yıldızlar ölümünün ardından çekirdeklerini Beyaz Cüce olarak bırakırlar (Beyaz Cüce’ler bir yıldızın evriminden kaynaklanan, küçük ama yüksek yoğunluğa sahip yaşlı yıldızlardır). Beyaz Cüce, gezegenimsi bulutsunun gazını iyonize eder ve yıldızların Emisyon (Salma) Bulutsularında sebep olduğu gibi bulutsunun parlamasına neden olur.
Gezegenimsi (Planetary) Bulutsulara bir örnek vermek gerekecek olursa: Ejderha takımyıldızı yönünde bulunan The Cat’s Eye (Kedi Gözü) Bulutsusunu örnek olarak verebilirim. Ayrıca bu bulutsu, yapısal açıdan bilinen en karmaşık bulutsulardan birisidir.
Hubble Uzay Teleskopu ile Çekilmiş NGC 6543 (Kedi Gözü / The Cat’s Eye Bulutsusu)
Süpernova Kalıntıları
Kabaca süpernovalardan bahsetmek gerekirse: Süpernova, enerjisi tükenen yıldızların şiddetle patlamasına verilen isimdir. Klasik bir süpernova patlamasında oluşan parlaklık düzeyi, Güneş’in parlaklık düzeyinin 100 milyon katına varabilecek düzeylerdedir. Bir süpernovanın parlaklığını kaybetmesi haftalar ya da aylar sürebilir. Bu geçen süre içerisinde yaydığı enerji, Güneş’in 10 milyar yılda yayacağı enerjiden daha fazla miktardadır.
Süpernova’ların ardında bıraktığı yıldız kalıntıları ile oluşan Süpernova Kalıntılarına verilebilecek en güzel örneklerden birisi: 1054 yılında dünyanın dört bir yanından gözlemciler tarafından gözlemlenen, Çin ve Japon kayıtlarına alınan Crab (Yenceç) Bulutsusu. Bir süpernova sonrasında oluşmuş olup, gezegenimize olan uzaklığının 7000 ışık yılı olmasına rağmen haftalarca gündüzleri dahi görünmüş ve yaklaşık iki yıl boyunca da gözle rahat görünen parlaklığa sahip olmuştur.
Messier 1 (Yengeç / Crab Bulutusus)
Bir konunun daha sonuna gelmiş bulunuyoruz. Buraya kadar okuyan herkese en içten teşekkürlerimi sunarım. İyi günler diliyorum, takipte ve sağlıcakla kalın!